Bal arısı, 40 milyon yıldır aynı topluluk sistemi içinde gayretli çalışmalarını yürütmektedir. 2014 gibi yakın bir tarihte bal arısının kökenleri hakkında yeni keşifler yapılmıştır. Bunlara göre bal arısı, 300.000 yıl önce Asya’dan çıkarak Avrupa ve Afrika’ya yayılmıştır. Bal arısı cinsi Apis Mellifera, şimdi ılıman bölgemizde türünün tek örneğidir. Arı, binlerce yıldır insan hayatıyla yakın bir ilişki içindedir. İnsanoğlu yerleşik hayata geçtikten sonra yerleşim merkezlerine yakın yerlerde arıcılık gelişmiştir. O zamanlarda bile bal, fazlasıyla rağbet görmüştür. Mısırlılar, Yunanlar ve Romalıların her biri arıların değerini fark etmiş, onlara hayran olmuş ve onlara ev sağlamıştır.
Bugün, bal arısı çileklerden ve ahududulardan yoncalara kadar ekinlerimizin ve de vahşi bitkilerimizin yaklaşık yüzde 80’inin polenini yaydığı için ineklerden sonra en önemli çalışan hayvandır. Bal arısının polen yayma faaliyetleri, o bildiğimiz ve keyfini çıkardığımız gıda çeşidi zenginliğine sahip olmamızı sağlar.
Araştırmaya göre gıdaların yüzde 90’ından fazlasını sağlayan 100 bitki cinsinden 71’inin poleni arılar tarafından yayılır.
Bal arısız bir insan yaşamını hayal etmek imkânsızdır, ancak maalesef arıların varlığı yıllardır büyük bir tehdit altındadır. Bu nedenle bu önemli ve büyüleyici işlerini yerine getirirken koruma altında ve sağlıklı kalmalarını sağlamak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız.
